Geleneksel olarak, şirketlerin temel amacı kâr elde etmektir. Bu yaklaşıma göre, şirketlerin sorumluluğu çoğunlukla hissedarlara yöneliktir. Son yıllarda, şirketlerin sadece hissedarlara değil, aynı zamanda diğer paydaşlara da (çalışanlar, müşteriler, toplum, çevre vb.) sorumlulukları olduğu düşüncesi öne çıkmıştır. Bu yaklaşıma göre, şirketlerin amacı sadece kar elde etmek değil, aynı zamanda paydaşlarının refahını gözetmek, toplumsal etkilerini yönetmek ve sürdürülebilirlik hedeflerini dikkate almak şeklinde genişletilebilir. Şirketlerin amacı, işletme etiği, kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik gibi konularda tartışmalara yol açmıştır. Şirketler hukukunun, en azından dolaylı olarak sürdürülebilirlik dostu uygulamaları teşvik etme potansiyelini içerdiği ortaya çıkmış; bu kapsamda özellikle şirketler hukukunun sürdürülebilirliğe olan uygunluğu giderek daha fazla tartışılır hale gelmiştir.
Türk Ticaret Kanunu’nda ve Kurumsal Yönetim İlkelerinde şirketlerin ekonomik varlıklarını sürdürme hedefini içeren ekonomik sürdürülebilirliğe odaklanıldığı; buna karşılık sosyal sürdürülebilirlik ve çevresel sürdürülebilirlik amaçlarına hukuki desteğin yeterince verilmediği gözlenmektedir. Türk Sermaye Piyasası Kurulu Kurumsal Yönetim İlkelerinde “sürdürülebilirlik” ifadesine açıkça yer verilmese de bu amaca hizmet edecek bazı düzenlemeler bulunmaktadır: şirketin, sosyal sorumluluklarına karşı duyarlı olacağı; çevreye, tüketiciye, kamu sağlığına ilişkin düzenlemeler ile etik kurallara uyacağı (3.5.2) gibi. Kurumsal Yönetim Tebliği’nde (II-17.1) 2020 yılında yapılan değişiklik ile yıllık faaliyet raporlarında, sürdürülebilirlik ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığına, uygulanmıyor ise buna ilişkin gerekçeli açıklamaya, bu ilkelere tam olarak uymama dolayısıyla çevresel ve sosyal risk yönetiminde meydana gelen etkilere ilişkin olarak açıklamaya yer verileceği belirtilmekle “uy ya da açıkla” esasının benimsendiği ve dolayısıyla çevresel sürdürülebilirlik amacına hizmet eden ilkelerin “yumuşak hukuk kuralı” şeklinde kaleme alındığı görülmektedir.
G20/OECD Kurumsal Yönetim İlkelerine İlişkin Taslak Değişiklik metninde kurumsal yönetim ilkelerinin üç ana fonksiyona hizmet ettiği ifade edilmiştir: a) Şirketlerin finansmana erişimini kolaylaştırmak, b) Yatırımcıları korumak, c) Şirketlerin sürdürülebilirliğine katkıda bulunarak ekonominin sürdürülebilirliğini sağlamak. Aynı değişiklik metninde özellikle iklim kaynaklı risklerin analizi için sürdürülebilirlik komitesinin oluşturulabileceği ifade edilmiş; sürdürülebilirlik ve esneklik ayrı bir başlık altında düzenlenmiştir.
Türkiye, karşılaştırmalı hukuk sistemlerindeki gelişmelere açıktır ve sürdürülebilir şirketlerle ilgili olarak diğer hukuk sistemlerinin benimsediği olumlu değişim ve gelişimleri takip etmektedir. Dolayısıyla, Türk yasama organı yeni kanunlar ve düzenlemeler konusunda yenilikçi yaklaşımlar sergileme potansiyeline sahiptir. Türk toplumu, akademisyenler, STK'lar ve diğer paydaşlar tarafından sürdürülebilir şirketlere yeterli destek sağlandığında, Türk parlamentosu, yasaları buna göre değiştirmek için adım atacaktır.